0

Dünyanın En Mutlu Çocukları Hollanda’da! İşte Sırrı ve Detayları

Share

Hollanda’da dünyanın en mutlu çocukları yaşıyor! Evet, doğru duydunuz, bunu birileri söylemiş. Hangi kriterlere göre mutlu olduklarını düşünüyorsunuz?

Ben de Hollanda’ya taşınmamızın sebeplerinden birinin bu mutlu çocuklar olduğunu daha önce yazmıştım. Tabii ki bunu ben söylemiyorum, Unesco’nun 2020’de yaptığı bir çalışma diyor bunu:

https://www.unicef.nl/files/Report%20Card%2016%20UNICEF_3%20sept_2020.pdf

Raporda bir sürü farklı başlık altında değerlendirme yapılmış, ama ben bu yazıda kendi gördüklerimi anlatmaya çalışacağım.

Bu çocuklar okula bayılarak gidiyor! Düşünsenize, çocukluğunuz hep okullarda geçiyor zaten. Ama Hollandalı çocuklar okullarına bayılarak gidiyorlar, üstelik yürüyerek ya da kendi bisikletleriyle. Bisiklet onlar için doğar doğmaz yaşamın bir parçası oluveriyor zaten. Onu başka bir yazıda anlatmaya çalışırım.

Çantalarında kitap, defter, kalem, silgi aramayın sakın. Çünkü 10 yaşına kadar neredeyse hiç ev ödevi verilmiyor çocuklara. Disiplin ve ders notları yerine özgür bir çocukluk için bireysel yeteneklere yönelik derecelendirme sistemi var. Okullarda sosyal yetenekler, ders notları kadar önemli ve üniversite puan sınırlamaları da yok. Doğru seviyede genel bir mezuniyet belgesi yeterli oluyor. Yani okul; çocuklar için stres kaynağı olmaktansa arkadaşlarıyla vakit geçirdiği, yeni şeyler öğrendiği, kendini keşfettiği ve en önemlisi eğlendiği bir yer haline dönüşüyor.

Peki bebekler ne durumda?

Hollanda doğum yapmak ve doğum için en güvenilir ülkelerden biri. Çünkü Hollanda evde doğum oranının en yüksek olduğu ülkelerden biri. İngiltere, Amerika, Türkiye gibi ülkelerde sezaryen oranı çok daha yüksek mesela. Sartlar elverirse evde doğumun büyük rahatlık olduğunu düşünüyorlar. Acil bir durumda zaten her halükarda hastaneye gitme imkanları da var.

Sanırım çocuk yetiştirme konusundaki kültürel farklardan dolayı bebekler kolay sakinleşiyor. Aynı zamanda bebeklerde uyku sorunu olduğunu pek duymadım. Akşam yemeği vaktinden sonra dışarıda pek çocuk göremezsiniz. Hollandalıların çocukları saat 19:30’da yataklarına yatarlar. Yani erken yatıp erken kalkıyorlar, şaşırma!

Ayrıca kışın bile parklardalar. Bu çocuklar havalar soğuk olsa bile bir anda tişörtle, çıplak ayakla koşabiliyorlar. Bir diğer ilginç nokta da parklarda ailelerin çocukların oyununa karışmaması. Ebeveynler olabildiğince müdahale etmiyorlar.

Hollandalılar çocuğun ne yaptığıyla pek ilgilenmezler. Bunun yerine çocukları bir birey olarak kabul eder, onları dinler ve isteklerine kulak verirler. Sonucunda da gençler aşırı özgüvenli oluyor, ama pek asi değiller nedense.

Bu çocuklar ufak şeylerle, ikinci el oyuncaklarla mutlu olurlar. İkinci el alım-satım burada oldukça yaygın zaten, genel olarak gösterişe ve çok para harcamaya pek sıcak bakmazlar. Örneğin, lüks otellerde 5 yıldızlı her şey dahil tatilden çok, çadır kurup kamp yapmayı tercih ederler. Sade bir yaşamları var, gösterişten uzaklar.

Anneler çocuk bakmanın dışında kendi hayatlarına da önem veriyor. Çocuk doğduktan sonra mümkün olan en kısa sürede işlerine geri dönerler. Bireysellik baskının olduğu bir ülkede kadın ve erkek eşit ölçüde kendi ayakları üstünde durmalıdır. Çocuk bakımında da eşit rol üstlenirler.

Ayrıca hükümet de çocukların mutlu olması için uğraşıyor. Hollanda çocuk politikalarına önem veren bir ülke, aynı zamanda çocuk dostu şehirler ağına da kayıtlı. Bu şehirler çocukların ilgi alanlarını ve haklarını desteklemek için yarış halindeler. Çocuk oyun alanları, kum havuzları gibi şeyler için yer ayırmak gibi girişimlerde bulunuyorlar. Parkların bu kadar çok çocuk oyun alanına sahip olmasının sebebi de bu. Hükümet ayrıca yerel politika ve planlamalarda gençlerin katılımını sağlamayı destekleyen Hollanda Ulusal Gençlik Konseyi gibi 30’dan fazla kuruluşla da görüşmeler yapıyor.

Sonuç olarak, çocuklar mutluysa aileler de mutlu oluyor. Şöyle bir düşününce, Hollanda’nın çocuklarının mutlu olması hiç de şaşırtıcı gelmiyor doğrusu.